AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURU SÜRECİ

Şenel Hukuk > Uncategorized  > AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURU SÜRECİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURU SÜRECİ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 1959 yılında kurulan, Avrupa Konseyi’ne bağlı uluslararası bir kuruluştur. Mahkemenin esas faaliyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek maddelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesinde gerçek veya tüzel kişileri, toplulukları, diğer ülkeleri yargılamaktır. Günümüzde Türkiye de dahil olmak üzere 47 üyesi bulunan mahkeme, Fransa’nın Strasbourg şehrinde faaliyet göstermektedir.

Mahkemenin yapısı, her üye ülkenin AİHM heyetine bir yargıç vermesiyle oluşur. Yargıçlar her ülkenin AİHM makamı için önerilen yargıç listesinden oylamayla seçilir. Seçim dönemi öncesi hakimler sıkı bir eğitim ve mülakattan geçmektedir. Oylamayla seçilen yargıçlar, yalnızca bir dönem sayılan 9 yıllık süre boyunca görev alabilirler. Görev süresi boyunca yargıçlar, ülkelerinin çıkarlarını gözetmeden ve ülkelerini temsil etmeden tam bağımsızlık hakkına sahip olurlar. Farklı devletlerden çalışma arkadaşları bulunan, aynı zamanda kendi ülkelerini hiçbir koşulda temsil etmeyen yargıçların çıkar gözetmemeleri sebebiyle görevlerini adalet duygusunu barındırarak, doğru biçimde icra edeceklerine şüphe yoktur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, özel ve tüzel kişilerin iç hukukla sonuçlandıramadıkları veya sonuçlarının adil olmadığını düşündükleri kararlarda başvuran kişilerin kendi devletlerini bu uluslararası kuruma karşı hesap vermeye zorlar. Başvuru şartlarını sağlayan kişilerin davaları bu mahkeme nezdinde görülmektedir. Verilen karar, mağdur kişinin davasında ve vatandaşı olduğu devletin hukuk sisteminde bağlayıcı nitelik taşır. Bu durum Türkiye bağlamında değerlendirildiğinde Anayasamızın 90. Maddesinde güvence altına alınmıştır. Madde hükmüne göre; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır”.

AİHM’ne başvurmak için kişinin öncelikle kendi devletindeki hukuk yollarını tüketmiş olması aranır. Kişinin mağdur konumunda olması ve büyük miktarda hak kaybına uğraması aranan şartlar arasındadır. Özellikle yaşam hakkı ihlali, işkence veya insanlık dışı muameleler, düşünce özgürlüğü ihlali, din ve vicdan özgürlüğü ihlali sık sık AİHM’ne konu olmaktadır. Mağduriyetin büyüklü bu yüzden büyük önem taşımaktadır. Bunlara ek olarak AİHS’de belirtilen haklar doğrultusunda başvuru yapılmış olması ve başvurunun davaya konu olan devlet tarafından imzalanmış olması gerekmektedir.

Başvuru sürecinde ve sonrasında mağdur kişinin bir avukat tarafından temsil edilmesi şart değildir ancak süreci eksiksiz tamamlamak, sahip olunan hakları bilmek ve uygulamak için hukuki yardım almakta büyük fayda vardır. Başvurunun açıklayıcı ve hukuki dilde olması mağdur kişinin davasında büyük fayda sağlayacağı gibi başvurunun AİHM’nin ana dilinde olan Fransızca olması çok daha etkili olacaktır. Başvurular bütün dillerde yapılabilmektedir ancak dava, duruşma ve verilen kararlar AİHM’nin ana dili olan Fransızca ile yapılacağından süreci Fransızca ile başlatmanın mağdur kişinin lehine olacağı açıktır. Bu doğrultuda, seçilen avukatın mağdur kişinin dava konusuyla ilgili çalışmalar yapıp yapmadığı, bu çalışmalardaki başarısı ve dil desteğinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.

Derya AKSU

Yorum Yok

Yorum Bırak